Makaleler

ABD’nin vurucu gücü NATO Suriye’de savaşa dahil oluyor

Dünyanın dört bir yanında insanlar açlıktan ve salgın hastalıklardan ölürken emperyalist haydutlar 1.2 milyar dolar harcayarak yaptıkları yeni NATO merkezini NATO zirvesiyle kullanıma açtı. Belçika’nın başkenti Brüksel’de yapılan zirve aynı zamanda savaş karşıtlarının protestosuna da sahne oldu. Zirveye ABD emperyalizminin diğer üyelere savunma harcamalarının artırılması ve NATO’nun Ortadoğu’daki savaşa katılma kararı çıkarak ABD emperyalizmi istediğini almış oldu. Sadece Ortadoğu’da değil dünya genelinde emperyalist rekabette zorlanan ABD bir kez daha NATO gücünü devreye sokmuş oldu.

NATO kurulduğu yıldan (1949) bu yana ABD emperyalizminin dünya üzerinde hakimiyet kurmasının askeri gücü oldu. Kore Savaşı’ndan (1952), Yugoslavya’nın işgaline (1999) NATO ABD emperyalizminin çıkarı doğrultusunda dünya pazar alanlarının ve stratejik bölgelerinin dizayn edilmesinin etkin bir aracı oldu. Sovyetlerin, dolayısıyla sosyalizmin dünyaya yayılmasını önlemek amacıyla kurulan NATO, Kruşçev revizyonizminden sonra da Rusya’ya karşı “Soğuk Savaş”ın askeri gücü oldu. Sosyal emperyalizmin 1989’da dağılmasıyla birlikte Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerini Rusya’dan tamamen kopararak ABD egemenliği altına alınmasında da NATO etkin olarak kullanıldı. 1990’lardan 2000’li yıllara ekonomik, politik ve askeri olarak gelişip güçlenen Rusya ve Çin’i çevreleme-kuşatma politikalarının temel gücü yine NATO’ydu. Ekonomik ve politik değişime paralel dünya pazar alanlarını ve stratejik bölgelerini denetim altına almada NATO her daim ABD’nin uluslararası alanda askeri gücü olarak kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor.

 

ABD NATO’yu sahaya sürerek sonuç almak istiyor

Brüksel’deki NATO Zirvesi’nde Suriye savaşında “IŞİD’e karşı mücadele” adı altında NATO’nun Koalisyon Güçlerine katılma kararının kapsamı “terörle mücadele” değildir. Suriye paylaşım savaşında Rusya ve Çin engelini geçemeyen ABD’nin NATO’yu vurucu gücü, sahaya sürmesi söz konusudur.

Bir yandan Arap NATO’su kurmaya çalışan ABD’nin diğer yandan NATO’yu Ortadoğu savaşına sürmesi ne kadar zor durumda olduğunun ifadesidir. 22 ülkenin kaderini-sınırlarını değiştirme projesi Suriye’de takılı kaldı. Ortadoğu’ya baştan aşağı yeniden yapılandırılıp sağlam bir cephe oluşturarak Avrasya pazarına yönelmeyi hedefleyen ABD emperyalizmi, Rusya ve Çin emperyalizmi tarafından Suriye’de durduruldu. Benzer şekilde Avrasya pazarı üzerine plan ve projeleri olan Rusya ve Çin emperyalizmi, ABD’nin Ortadoğu’nu doğusuna geçmesine izin vermiyor. Suriye’deki paylaşım savaşı yerli işbirlikçi devletler ve çeteler üzerinden sürdürülürken son süreçte emperyalistler sahaya inmek zorunda kaldı. Doğu Akdeniz savaş gemileriyle dolup taşmış durumda. “Süper güç” ABD tüm nüfuzunu kullanmasına rağmen Rusya’nın, Çin destekli askeri ve diplomatik manevralarıyla baş edemedi. Göreceli olarak bölgedeki nüfuzu kırılan ABD emperyalizmi savaşı tek başına göğüsleyecek durumda da değil. Bu paralelde NATO gücünü devreye koyarak Ortadoğu savaşından sonuç almak istiyor.

Bu acelenin, telaşın tek nedeni Ortadoğu’yla sınırlı değil. Emperyalist rekabette ekonomik ve siyasi gücünü, pazar alanlarındaki üstünlüğünü-payını kaybetmek ve rakiplerini alt etmek bakımından da ABD emperyalizmi NATO’yu kullanmak istiyor. “Süper güç”ün ardında saklı olan gerçek ABD’nin, Çin ve Rusya karşısından hem ekonomik hem de politik olarak geriliyor olmasıdır. Bu da ABD emperyalizmini daha saldırgan politika izlemesine itiyor. Açıktır ki Ortadoğu’da ABD çıkarları doğrultusunda sahaya sürülecek olan NATO, diğer bölgelerde de sahaya sürülecektir.

Zirvede öne çıkan konulardan biri de NATO üyelerinin savunma bütçelerini GSYH’nin yüzde 2 oranına çıkarmalarıdır. Eğitime, sağlığa, yokluğa, yoksulluğa açlık sorununa değil savaşa ve silahlanmaya daha çok para ayrılmasıdır. Bu karar 2014 yılında yapılan NATO zirvesinde alındı. 10 yıllık bir süre içinde üyelerin kararı uygulaması söz konusu. Bu kapsamda ABD emperyalizminin baskı yapması hem ekonomik hem de politik anlam taşıyor. ABD ekonomisinin savaş sanayisine dayalı olması silah satışını zorunlu kılıyor. NATO üyelerinin savunma harcamalarını yüzde 2 oranına çıkarması ABD emperyalizminin silah depolarının boşalması anlamına geliyor. 2008 krizini atlatamayan ABD ekonomisi açısından bu ayrıca bir önem arz ediyor. Emperyalist rekabetin kızışmasına paralel pazar alanlarının yeniden paylaşımın (3. Paylaşım Savaşı) kendisini daha çok hissettirdiği bir dönemde ABD emperyalizminin NATO üyelerinin silahlandırması, savaşa hazır hale getirilmesi de baskının politik ayağını oluşturuyor.

NATO Zirvesi’ni batı emperyalizminin, Rusya ve Çin emperyalizmine karşı konumlanması olarak da okumak mümkün. Ortadoğu’daki paylaşım savaşı özgülünde derinleşen emperyalistler arası çelişki de diplomasinin yerini savaşa bıraktığı bir süreç olarak karşımıza çıkıyor, çıkmaya devam edecek. Emperyalistler henüz doğrudan karşı karşıya gelmeseler de bu gelmeyecekleri anlamı taşımıyor. NATO’nun devreye sokulması Rakka sonrası hedef veya hedefler için (birinci hedef Esad olurken ikincisi kuşkusuz ki İran’dır. Fakat bunun tersi de mümkündür.) olduğu açıktır. Ve bu Ortadoğu’da savaşın daha da şiddetleneceğinin ifadesidir. NATO bir kez daha ABD emperyalizminin çıkarları gereği savaşa sürülüyor. Yarım asrı aşkın tarihinde birçok kez olduğu gibi…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu